oryantalist akımın önde gelen temsilcisidir. eserlerinde aslen doğu kökenli olmasından kuvvet alarak doğuyu en iyi ben bilirim havası ile beraber batıda yetişmesinin verdiği kibir fazlasıyla hissedilir. kaplumbağa kabuğundan çıkmış kabuğunu beğenmemiş misalidir. acizane yorumlarımla amin maalouf'u günümüz yazarlarından ahmet hakan çoşkun beyefendiye benzetmekteyim. ahmet hakan bey de bugünlere gelmesinde büyük pay sahibi olan muhafazakar çevreyi terkedip, kendine orta-segment bir yol çizmiştir. ve kendisini o yolun önde gideni olarak gördüğü için, bilhassa eski muhafazakar çevresini anlattığı yazılarında aynen amin maalouf'un doğuyu betimlerken kullandığı, "küstah-eleştirel-en iyi ben bilirim" üslubu vardır.
1949 yılında lübnan'da doğdu. 1976 yılından bu yana paris'te yaşıyor.
afrikalı leo, semerkant, ışık bahçeleri, beatrice'den sonra birinci yüzyıl, tanios kayası, doğunun limanları, yüzüncü ad (baldassare'nin yolculuğu), uzaktan aşk, romanlarıdır.
arapların gözüyle haçlılar, ölümcül kimlikler deneme yazılarıdır.
tarihsel kitaplarında fırsat buldukça osmanlı'ya verip veriştiren ve osmanlı'nın arap coğrafyasını kasıtlı olarak geri bıraktığını vurgulayan lübnan'lı yazardır.
ışık bahçeleri adlı kitabının x.*sayfasında kendisinin*suretleri resmetmesiyle ilgili bir yorumda yazar aynen şu cümleleri sarfetmiştir : canın neyi resmetmek istiyorsa onu resmet;her güzellik o'nun *güzelliğini yansıtır
Lübnan' da bir Hristyan aileden doğması ve yaşamına Fransa da devam etmesi hasebiyle hem doğuyu hem de batıyı iyi anlamış bir yazardır. Zaten eserlerinin bir çoğunda doğu ile batıyı beraber anlatmaktadır. Amin Maalouf'un kaleminde ne doğu küçümsenir ne batı. Her ikisi de kendine özgü fakat o kadar da zıt olmayan medeniyetlere sahiptir. Kesinlikle bir oryantalist değildir Amin Maooluf. Çünkü o doğuyu kitaplardan değil yaşayarak öğrenmiştir. Ve doğuyu küçümsemez hiçbir zaman. Semerkant'ta batılıları rubaiyatın peşi sıra koşturur. Afrikalı Leo'da batıyı eleştirir Gırnada üzerinden. Batıyı da batılılara öğretecek kadar bilgi sahibidir batı hakkında.
Eserlerine gelirsek eserleri harikulade bir üsluba ve usta bir roman tekniğine sabittir. Sıkmaz anlatırken tarihi olaylar, mekanları, insanları. Şiirsel yazar. Tarihi ondan daha iyi roman üslubunda anlatan yoktur. Onun eserlerini okumak bir deve sırtında tarihi dolaşmaktır. Kanımca en şahane eseri de "Semerkant" tır.
nobel alsa acaba türk düşmanlığı bir işe yarar mı diye düşündüğüm yazardır. kitaplarında doğuyu, batıyı, ikisinin arasını anlatır. taraf tutmuyormuş da yargıyı izleyiciye bırakıyormuşcasına anlatır. denklemlerinin değişmez düşmanı türk ırkı; zalim, gaddar, canavar, eşcinseldir. türk kadını entrikacıdır. türkçe anlaşılmaz ve şiirsellikten nasibini almamış bir dildir. türkiye'de ve türklerle beraber olmak, cehennem hayatı gibidir. birilerinin zoruyla din ve isim değiştirmek normal bir olgudur da bir türk hakanının tebası olarak ona başkaldırmamak riyadır. bilinen tarihin dışına çıkar fakat acaba onun aktardığı tarih ne kadar doğrudur. tarihin en bilinen terör örgütünü soylu bir direniş, başlarını yüce imam diye anlatır. tabi bu kişilerin haşhaş gibi şeylerden ziyade halis imanları ve aşağılık türk boyunduruğuna karşı duran duru bir zihinleri vardır maalouf'a göre. tabi avrupalının eşine rastlanmaz medeni halleri ve hümanizmi de ah canım ya, meğer biz ne kadar körmüşüz de bu evropalının üstünlüğünü kavrayamamışız dedirtir.
edebi açıdan incelendiğinde şiirsel bir anlatımı benimsemiş fakat mükemmele yaklaşamayacak bir anlatımı vardır. sadece okunabilir, tutuk değildir. şiirsel anlatımı mustafa necati sepetçioğlu'nda görmüş insanları etkileyemeyecek bir sahte hümanizm ile yazar. velhasıl okunur da ne katar bilemiyorum.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
